Özlüyorum Kağıt Bileti…

7 Ekim 2014 » 859 Görüntülenme»

Eskiden ne kadar güzeldi, maçlara kâğıt biletlerle girerdik, gişelere giderdik biletimizi alırdık hepsi bu kadardı. Tamam, yalan yok çok beklediğimiz de olurdu gişe kuyruğu uzar giderdi… Ama bu bekleyiş hiç bir zaman nefrete ve öfkeye dönüşmezdi katlanırdık sevdamız için beklemeye. Maç hakkında konuşurduk tanımadığımız insanlarla, o sırada telefon gelirdi arkadaşlarımızdan eşimizden, dostumuzdan: "Yanında para varsa bana da bilet alsana" gibisinden konuşmalar geçerdi ya da zaten daha önceden verilirdi siparişler. Çok fazla çile çekmezdik, en azından her şey belliydi gişelere gidecektik, parasını verip biletimizi alacaktık hepsi bu kadardı. Ben gittiğim maçların biriktirebildiğim kadar biletini biriktirmiştim bu zamana kadar, nedense benim için bir anlamı vardı. Biletimi görevli fazla yırtsa hemen yerden daha iyisini alırdım cebime koyardım. Benim için her bir maç, yeni bir bilet demekti. Ama şimdi bakıyorum da passolig denen tribün katiline, bizim bu güzel duygularımız aldı götürdü.
Yerine de nefreti ve öfkeyi getirdi. En basiti bugün yaşadıklarım…
Passolige meydandaki stanttan başvurmuştum, ben hemen orada kartımı alacağımı düşünürken görevli kişi 1 hafta sonra telefonuma sms geleceğini ve kartımı ptt merkezinden alacağımı söylemişti. 1 hafta geçmişti mesaj falan gelmemişti, ama indirim mesajları geliyordu passolig sahiplerine şu şu mağazada şu kadar indirim diye. Ve ben her mesaj geldiğinde kartımın geldiğini düşünüp, seviniyordum. En nihayetinde ikinci haftaya doğru kartın ulaştığı bilgisi telefonuma geldi. Alanya’da okuyordum, bayram tatiline gelmiştim ve kartımı da almıştım.
Ama kartı eline alınca her şey bitmiyordu… Önce müşteri hizmetlerini arayıp kartıma şifre almam gerekti. Tabii bunun içinde önce telesekreterin yönlendirdiği tuşlara basmam ve ardından 11 haneli tc kimlik numaramı tuşlamam gerekti. Bitti mi tabi ki bitmedi, daha kartın arkasındaki güvenlik kodunu falanda söyleyecektim ve görevli telefon numaramı isteyecekti. Tabii bu arada kontörlerim gitmeye devam ediyordu en nihayetinde bütün işlemler bittiğinde telefonuma mesaj olarak gelmişti şifrem. Artık rahatladığımı düşünüyordum, maçlara gideceğim zamanda kartıma rahat rahat parayı yüklerim, biletimi alırım zorlanmam diyordum kendi kendime.
Ta ki bugüne kadar. Gişelerin çok kalabalık olduğunu öğrenmiştim arkadaştan bu yüzden, önce evden passoligin sitesine üye oldum, siteden başka bir hesaptan passolig hesabıma para yatırmak için istenilen bilgileri doldurdum, sonra beni aktif bankın sitesine yönlendirdi ve telefonuma gelen şifreyi yazmamı istedi şifreyi yazdım ama site hata verdi müşteri hizmetleriyle temasa geçin demeyi de unutmadılar tabii… bir kaç kere daha denedikten sonra olmayacağını anlayarak ptt matiklerden para yatırmak için çarşıya gittim.
Kartımı taktım, şifremi girdim ben ekranda para yatırmakla alakalı bir seçenek beklerken böyle bir seçenek göremedim. Kartımı çıkardım kartsız işlemden hesabıma para yatırmayı denedim tc numaramı girdim, telefon numaramı girdim, kartımın hesap numarasını girdim, yüklemek istediğim miktarı girdim, ben para koyma yerinin açılmasını beklerken, bu seferde ekranda bir yazı: "para yatırma işlemi şuanda aktif değildir" neyse birde aktif banka gideyim dedim orada da aynı olayla karşılaştım. Tam ne yapacağımı düşünürken telefon geldi bir abiden, meydanda bir telefon bayisinin passolige para yüklediğini ve bilet alınabildiğini söyledi.
Hemen gittim meydana buldum bayiyi, çift taraflı monitörlü bir sistem vardı zaten içerideki bayanda sisteme yabancıydı kimseye de yükleme yapamamış. Geçtim monitörün karşısına tc-telefon numaramı falan, bilgilerimi girdim ve kartıma para yüklettim, sonra birde bilet almak için tekrar aynı bilgileri sisteme girmem gerekti. Yine girdim bilgileri kategorimi ve ardından oturacağım yeri, koltuğu seçtim. En nihayetinde kartıma para yükleyip bilet almış oldum. 10 lira bilet parası 3 lira hizmet bedeli, 1 lirada bayiye olmak üzere 14 lira ödedim. Ve zorda olsa maçın 32. saniyesinde maça yetiştim.
Diyorum ya özlüyorum kâğıt bileti, eskiden maçtan maça sadece bir kere yol parası verirdim bir de bilet parası ama şimdi her sene 15 lira karta, kartı almaya giderken, gelirken yola, kartla ilgili işlemler için müşteri hizmetlerini aradığında giden kontöre… Para veriyorum. İnanın verdiğim para umurumda değil feda olsun! Ama bu kadar uğraşmak beni yoruyor, bunaltıyor, sinirlendiriyor ve öfkeleniyorum.
Yazımın bu kadar uzun olmasının tek sebebi de budur. Biliyorum ki pek çok kişi benimle aynı duyguları paylaşıyor.
Futbolumuz böyle mi gelişecek? Birileri rant sağlayacak cepleri para dolacak diye tribünler mi bitecek? Böylemi sevdireceğiz biz futbolu çocuklara, çocuklarımıza?
Futbolu futbol yapan taraftarlardır! Geçen gün internette gördüm Almanya 3. ligdeki haftanın maçlarındaki taraftar sayısı bizim süper ligimizdeki taraftar sayısından fazlaydı. Biz ki takımımız 17. sıradayken dahi en iyi şekilde destekleyen taraftarlarız, hiçbir taraftar bunları hak etmiyor! Ben bir taraftar olarak bütün bunlara üzüldüm, ya bu sistemi başımıza getirip, böyle alelacele uygulamaya geçirenler???

Emre Elipek

Haberi Paylaş
Etiketler

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir